Bitki yaşamının kaynağı, geleceğin en değerli ürünü. Bugün, çok uluslu şirketler gıdanın kontrolünü giderek daha fazla ele alıyor. Birçok ülke bu amaçla kurulan dev şirketler için kendi ülkelerinde tohum geliştirme ve satışına ilişkin kanun ve yönetmelikleri değiştirmiştir. Bu kervana katılan daha çok insanın teslim olması için ülkemizde bazı yönetmelikler değiştirilerek değiştirilmesi gereken şeyler var.
Tohum düzenlemesinde en tehlikeli şey telif hakkıdır. Bu yönetmeliğe göre bu tohumları üreten firmalar hem GDO’lu hem de hibrit tohum almaya hak kazanıyor. Bu tohum için üretilen spesifik genler, bu şirketler adına tescillendi. Ticari amaçlı tohum satışları daha çok patent sahibi firmalar tarafından yapılmaktadır. Patent almak ve marka tescili yapmak çoğu zaman küçük üreticileri geride bırakır ve onlar için iş daha başlamadan biter. Öte yandan satmak istediğiniz genlerin tohum satan firmalar tarafından yan tarladan tozlaşma sonucu size aktarıldığı tespit edilirse gen sahibi firma size telif hakkı ihlali davası açacak ve tazminat alacaktır. senden. Öte yandan bu kontrolsüz saçılma genleri diğer bitkilere de bulaşıyor. Bunun olası sonuçlarını hep birlikte yaşayacağız ve göreceğiz.
Gelecekte ülkeler tüm tohum kültürlerini kaybettikten sonra bu hibrit veya GDO’lu tohumlara ihtiyaç duyacaklar ve bu ürünleri mutlaka tüketecekler, aksi halde et fiyatına veya olası domates kıtlığına hazırlıklı olmak zorunda kalacaklar. Öte yandan tohum üreten firmalar da tıpkı petrol üreticileri gibi stratejik firmalar olacak, hatta insanlarıyla devletleri yönetecekler. Şu anda bile bu yönde ciddi adımlar ve çalışmalar var. Birçok ülkede ciddi lobicilik faaliyetleri ile kanun ve yönetmelikler değiştirilmektedir. Hindiyi GDO ve mısır şurubu ile test etme yönetmeliğine bakıldığında bu daha iyi anlaşılabilir.
